27
Ü N S E V E R
X X X
II
2002 yılında çalışma hayatına İLO’dan transfer bir kavram olarak
giren “iş güvencesi” ile bu kavramın sonucu olan “geçersiz fesih”
ve “işe iade” uygulamaları, gittikçe değişik anlamlar yüklenen
kavramlar olarak güncelliğini korumaya devam ediyor.
Öyle ki başlarda işverenlerin korkulu rüyası olan iş güvencesi
hükümlerinin şifreleri çözüldükçe hem işçi hem işveren arasında
tiyatro boyutunda davranışlar sergilenmeye başladı. Açık söyleyecek
olursak, işçi için iş güvencesinin hayata geçirilmesi anlamında olan
“işe iade davası” işverenin, kanunun ve uygulamanın, daha doğrusu
yargılamanın boşluklarını bulması ile birlikte işçi için eskisi kadar
“güvence” içermiyor. Lafı daha fazla dolandırmadan konuya teknik
olarak girelim ve ne demek istediğimizi daha iyi anlaşılır kılalım:
“İş güvencesi” kavramı
Ülkemizde uygulamada bulunan iş hukuku mevzuatında iş
güvencesi hükümleri sadece İş Kanunu ve Basın İş Kanunu’na tabi
olan çalışanlar yönünden düzenlenmiş, Deniz ve Hava Taşımacılığı
yapan çalışanlar ise iş güvencesinden yararlandırılmamışlardır. Bu
durum farklı sektörlerde çalışanlar arasında çok büyük adaletsizliğe
yol açsa da bu yönde bir kanun
çıkarılmadan bu adaletsizliğe son
vermek mümkün değildir.
Bununla beraber, iş güvencesi ve işe
iade kavramları ilk defa 1475 sayılı
İş Kanunun 13. maddesine 4773
sayılı kanun ile eklenen 13/A,B,C,D,E
İ Ş E İ A D E D A V A L A R I V E U Y G U L A M A D A K I S O R U N L A R
İşverenlerin korkulu
rüyası olan iş güvencesi
hükümlerinin şifreleri
çözüldükçe hem işçi hem
işveren arasında tiyatro
boyutunda davranışlar
sergilenmeye başladı.