31
Ü N S E V E R
X X X
II
İ Ş E İ A D E D A V A L A R I V E U Y G U L A M A D A K I S O R U N L A R
“İş sözleşmesi feshedilen işçi, fesih bildiriminde sebep
gösterilmediği veya gösterilen sebebin geçerli bir sebep
olmadığı iddiası ile fesih bildiriminin tebliği tarihinden
itibaren bir ay içinde iş mahkemesinde dava açabilir”
Kanun metninde açıkça belirtilmese de bahsi geçen işe iade davası;
eda hükümlerini de ihtiva eden bir tespit davası olup, kendine has bir
özelliği bulunmaktadır.
İşe iade davalarında önemli olan husus 30 günlük işe iade dava açma
süresinin fesih bildiriminin tebliğinden itibaren başlamasıdır. Yani 8
haftalık ihbar süresi kullandırılan işçinin işe iade açma zamanı henüz
işyerinde fiilen çalışmaya devam ettiği süre içinde sona ermektedir.
İşçi fiilen işyerinde çalışırken işe iade davası açmak zorunda
bırakılmaktadır ki, bu durum işçi işveren arasındaki güven ilişkisinin
zedelemektedir. Bu sebeple özellikle ihbar öneli kullandırılarak yapılan
fesihlerde işçinin fiilen çalıştığı zaman içinde işverenine dava açma
zorunluluğunun ortadan kaldıracak bir şekilde kanun koyucu tarafından
düzenleme yapılması gerekmektedir.
Feshin geçerli bir nedene dayandığını
ispat külfeti işverene aittir. İşçi, feshin
başka bir nedene dayandığını iddia
ediyorsa bu durumda ispat külfeti işçiye
aittir. Her ne kadar 4857 sayılı kanunun
20/3. maddesinde “dava seri muhakeme
usulüne göre iki ay içinde sonuçlandırılır.
Mahkemece verilen kararın temyizi
halinde, Yargıtay 1 ay içinde kesin olarak
kararını verir”
4857 sayılı
kanunun
20. maddesi
İş güvencesinin en temel
unsurlarından biri olan
“işe iade davası süresinde
ücret tahakkuku”, bu
sürenin kanunda 4 ay ile
sınırlandırılması ancak
davaların bu sürenin 2–3
katı zamanda sona ermesi
nedeniyle güvence olarak
anlamını yitirmiştir.