154
Ü N S E V E R
X X X
II
Bu davaların sonuçlanması yıllar almaktadır. Açılan hükümsüzlük
davaları sonucunda belge hükümsüz kılınmakta, daha sonra mağdur
kişi tarafından belgesi hükümsüz kılınan kötü niyetli kişiye karşı
zararın giderilmesine ilişkin açılan tazminat davaları mahkemeler
tarafından reddedilmekte idi. Böylece sistem kötü niyetli kişiler lehine
işlemekte ve rakiplere verilen zararlar, yapanın yanına kâr kalmaktadır.
Bunun temel nedeni ise, devlet bir kişiye belge verdiyse, belge iptal
edilinceye kadar korumadan yararlanır içtihadıdır. Özetle, Yargıtay’ın
hatalı içtihadı, kötü niyetli kişiler bakımından sınai hak tescil işlemini,
“güvenli bir limana” dönüştürmüş idi.
7
Hukuk Genel Kurulu (HGK) 27.03.2013 tarih ve 2013/399 K. sayılı kararı
ile verdiği kararında,
“ (...) davalının (eski belge sahibinin) basiretli bir tacir
gibi davranması gerekmesi nedeniyle kendisinin de içinde
bulunduğu ilgili piyasada daha önce kamuya sunulmuş
ürünler hakkında yeterli derecede bilgiye sahip olduğunun
kabulü gerekir. Buna rağmen davalı, piyasada yaygın bir
şekilde 1991 yılından beri var olan harc-ı alem bir ürünü
kendi tasarımıymış gibi 1997 yılında tescil ettirmiştir.
Herkes haklarını kullanırken ve borçlarını ifa ederken
dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. Bir hakkın açıkça
kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz.”
ifadelerine yer vererek eski kararlardan oldukça farklı bir karar
vermiştir. HGK burada kötü niyet kavramını basiretli bir tacir davranma
M A R K A T E S C İ L İ N İ N H Ü K Ü M S Ü Z H A L E G E L M E S İ
7
Fikri Mülkiyet Hukuku Yıllığı, Cahit Suluk, sf. 415, 2015, Ankara.
HGK 27.03.2013
tarih ve 2013/399
K. sayılı kararı