Konuyla ilgili kanun düzenlemesi, eşlerin arasında ayrılık
kararı bulunduğu durumlar
3
ile ayrı yaşama hakkı bulunduğu
durumlarda birbirinin rızasını almadan kefil olabileceklerini
belirtmiştir.
Ancak, kefil olmak isteyen kişi evliyse ve eşinden ayrı
yaşama hakkına sahip değilse, eşinin rızasını almak zorundadır.
Bu durumda, eşlerin ayrı yaşama hakkı olmadığı hâlde fiilen ayrı
yaşamaları, kefalette eşin rızası gerekliliğini ortadan
kaldırmayacaktır.
Peki, ayrı yaşama hakkı çiftler arasında ne zaman doğar?
Boşanma davası açılmasıyla çiftler arasında bir ayrı yaşama
hakkının doğduğu kabul edilir. Pratik hayatta, mahkemeden
boşanma davasının açıldığına ilişkin bir
tensip zaptının
alınmasıyla ayrı yaşama hakkınız olduğunu ispatlayabilirsiniz.
TBK. m.584 f.2 uyarınca sadece kefalet sözleşmesi yapılırken
değil, kefalet sözleşmesinde yapılan bazı değişiklikler
bakımından da eşin rızası alınmalıdır. Kefilin sorumlu olacağı
miktarın artmasına, adî kefaletin müteselsil kefalete
dönüştürülmesine ve alacak için mevcut güvencelerin önemli
ölçüde azaltılmasına neden olacak değişiklikler için kefilin
eşinin rızası aranır. Bu sayılanlar dışında kalan değişikliklerde
kefilin eşinin rızası aranmayacaktır.
Doğrudan ulaşılabileceğimiz bir sonuç olarak, alacaklının
elindeki güvencelerdeki her türlü azalma değil, önemli ölçüdeki
bir azalma kefilin eşinin rızasını gerektirecektir. Azalmanın
önemli ölçüde olup olmadığı, somut olayın bütün özellikleri
dikkate alınarak takdir edilir.
B A N K A K R E D İ S Ö Z L E Ş M E L E R İ N D E K E F A L E T v e K E F A L E T T E E Ş İ N R I Z A S I
75
Ü N S E V E R
X X I X
3
TMK. m.170 f.1
“Boşanma sebebi ispatlanmış olursa, hâkim boşanmaya veya ayrılığa
karar verir”