56
Ü N S E V E R
X X X
II
İş hukukunda yasa koyucu çalışma sürelerine emredici hükümlerle bir
sınır çizip işçilerin en temel insan haklarından olan “dinlenme hakkını”
korumaya çalışırken, gelişen çağa bağlı olarak değişen çalışma ilişkilerinin
gerektirdiği “esneklik” konusuna da bu nedenle kapalı kalamamaktadır.
Gelişen teknoloji ve ihtiyaçlar birçok sektörde çalışma koşullarında
esneklik sağlanması ihtiyacını doğurmaktadır. “Fazla Çalışma” kavramını
yasa koyucu “haftalık” olarak ele almakta ve süreleri haftalık bazda
incelemektedir. İşçinin eksik çalışma, telafi çalışması, denkleştirme
uygulaması yapmadan bir hafta içerisinde 45 saatten fazla çalışması işçiye
fazla çalışma ücreti ödenmesini gerektiren bir durumdur.
3
Diğer bir anlatımla işçinin 45 saati aşan çalışmalarını başka bir çalışma
zamanında eksik çalışarak, serbest zaman kullanarak ya da denkleştirerek
karşılaması halinde işveren için ekstra bir ücret maliyeti doğmamaktadır.
Bu olgu özellikle de turizm gibi “sezonluk” tabir edilen yani yılın sadece
belirli dönemlerinde çalışılan iş kollarında oldukça büyük bir önemi
haizdir. Örneğin her yıl sadece Nisan–Eylül ayları arasındaki 6 ay çalışan
ve diğer 6 aylık zamanda işletmesi kapalı olan bir otel (işveren), çalıştığı 6
aylık sürede işçileri fazla çalıştırıp çalışılmayan dönemde serbest zaman
kullandırarak “fazla çalışma” ödemesi yapmaktan kurtulabilecek midir?
Bu noktadan hareketle bu yazımızda, yasa koyucunun hangi şartlar
dahilinde bu esnekliği sağladığını incelemek ve TBMM Sağlık, Aile,
Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonda görüşülüp Genel Kurul’da 05.05.2016
tarihinde yasalaşan “İş Kanunu ile Türkiye İş Kurumu Kanunu’nda
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ile fazla çalışma alanında nelerin
değiştiğini ortaya koymayı ve çalışmada “esnekliğin” bir diğer uygulama
şekli olan “antrakt çalışma”yı irdelemeyi hedeflemekteyiz.
İ Ş H U K U K U N D A Y E N İ G E L İ Ş M E
3
Güç Tekin, Fazla Çalışma ve Fazla Sürelerle Çalışma, Seçkin, 2014, s.30 vd.